Moderatör: Prof. Dr. Ufuk Özdağ, Toprak Etiği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü
Etkinliğin youtube videosu için tıklayınız:
https://www.youtube.com/watch?v=Wd41lb5fkmE&t=800s
Dr. Mitchell Thomashow
Dr. Mitchell Thomashow devotes his life and work to promoting ecological awareness, environmental learning, improvisational thinking, social networking, and organizational excellence. Currently his passions are teaching, writing, and advising, cultivating opportunities and exchanges that transform how people engage with environmental learning, sustainability, and the arts.
Thomashow’s books have significantly influenced environmental studies education: To Know the World: A New Vision for Environmental Learning, The Nine Elements of a Sustainable Campus, Bringing the Biosphere Home, and Ecological Identity.
From 2016 – 2017, Thomashow was the Sustainability Catalyst Fellow at Philanthropy Northwest. The Fellowship promotes awareness of sustainability, community, and place. He wrote a report, Pacific Northwest Changemakers, that profiles eight exemplary, community-based sustainability projects.
From 2011 – 2015, Thomashow was the Director of the Presidential Fellows Program at Second Nature. He assisted the executive leadership of colleges and universities in promoting a comprehensive sustainability agenda on their campuses, provided executive consulting on climate action planning, organizational leadership, curricular implementation, and community investment.
From 2006 – 2011, Thomashow was the president of Unity College in Maine. With his management team, he integrated concepts of ecology, sustainability, natural history, wellness, participatory governance, and community service into all aspects of college and community life. This included construction of The Unity House, the first LEED Platinum President’s Residence in North America, and the TeraHaus, a passive house student residence, as well as comprehensive campus energy planning, an integrated approach to growing food on campus, and a new academic master plan.
Previously from 1976 – 2006, Thomashow was the Chair of the Environmental Studies program at Antioch University New England. He founded an interdisciplinary environmental studies doctoral program and worked collaboratively to grow and nourish a suite of engaging Masters programs, geared to working adults.
https://www.mitchellthomashow.com/about
TOPRAK ETİĞİ SÖYLEŞİLERİ - LAND ETHIC CONVERSATIONS
Hava muhalefeti nedeniyle 1 Kasım Cuma günü gerçekleştiremediğimiz etkinliğimiz 8 Kasım Cuma gününe alınmıştır. Etkinliğimiz aynı yer ve saatte gerçekleşecektir.
TOPRAĞIN SESİ KONFERANSLARI
Mehmet Başaran
1961 yılında Ankara'da doğdu. Orta ve Lise eğitimini, Ankara Tevfik Fikret Lisesi'nde tamamladı. Daha sonra, ODTÜ Mühendislik Bilimleri Bölümü'nden Uygulamalı Mekanik Mühendisi olarak 1985 yılında mezun oldu. 1985 - 2010 yılları arasında, İnşaat ve Mimarlık alanındaki birçok projede uygulamacı ve tasarımcı olarak görev yaptı. Halen, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası üyesidir. Çevre konularına olan özel ilgisi neticesinde, bu alanda bir şeyler yapmaya karar vererek, 2010 yılında "Ecotec Atık Yönetimi ve Geri Dönüşüm Hizmetleri" şirketini kurdu ve çalışmalarını "Kompostlaştırma Sistemleri" üzerine yoğunlaştırdı.
Organik Atıklar ve Kompostlaştırma Çözümleri konusunda, yurtdışındaki çeşitli projelere ve eğitimlere katıldı. Organik atıklarının yerinde kompostlaştırılması için Türkiye'deki birçok kompost sistemin kurulumunu da gerçekleştirdi. Halen, Organik Atıkların Yönetimi ve Kompostlaştırma Çözümleri üzerine çalışmalarını sürdürmekte ve konunun yaygınlaştırılması için yazılar yazmakta ve eğitimler vermektedir. Bir doğa gönüllüsü olan Mehmet Başaran, hepimiz için daha sürdürülebilir bir dünyanın yaratılmasına katkı sunmak amacıyla oluşturulan, Ecostore "solutions for a better planet" e-ticaret platformu'nun da kurucu ortağıdır.
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ BEYTEPE YERLEŞKESİ’NDE DOĞA YÜRÜYÜŞÜ
Toprak Etiği Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından ikincisi düzenlenen Beytepe’de Doğa Yürüyüşü etkinliği, 2 Kasım 2018 Cuma günü gerçekleşecek. Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Sadık Erik rehberliğinde gerçekleşecek doğa yürüyüşü için katılımcılar Atatürk Anıtı önünde toplanacaklar. Saat 11.00’de başlayacak etkinlik yaklaşık 2 saat sürecek. Etkinliğimize bekliyoruz...
BİLİMDEN SANATA: EKOLOJİNİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ
Ekolojinin Dünü ve Bugünü konferansının video kaydı
BEYTEPE’DE DOĞA YÜRÜYÜŞÜ
TOPRAĞIN SESİ KONFERANSLARI
Toprağın Sesi Konferansları kapsamında Av. Süleyman Çetin konferansının video kaydı
TOPRAĞIN SESİ BELGESELLERİ
Ekolog ve yazar Dr. Sandra Steingraber'ın Living Downstream adlı kitabından uyarlanan belgesel filmin gösterimine davetlisiniz.
Living Downstream adlı belgesel insan sağlığının çevre sağlığıyla ilişkisinin, çeşitli kanserlerin zehirli kimyasallarla kirletilmiş çevreyle bağlantısının derin bir bilimsel dokümantasyonudur. Bu önemli belgeselin gösteriminde, Hacettepe Üniversitesi, Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Bölümü mezunlarından Ali Can Çakar’ın büyük emeği var. Bu belgeselin ülkemizde gösterimi için Çakar, yönetmen Chanda Chevannes ile iletişim kurup belgeselin Türkçe altyazılarını hazırladı. Bir insan ve doğa hakları deklarasyonu olan belgeselin ülkemizin tüm eğitim kurumlarında, halk sağlığı ve çevre sağlığıyla bağlantılı tüm kuruluşlarımızda gösterimine büyük önem veriyoruz.
Bu önemli belgeselin fragmanı için: http://www.livingdownstream.com/
TOPRAĞIN SESİ KONFERANSLARI
Hacettepe Üniversitesi Toprak Etiği Uygulama ve Araştırma Merkezi, Toprağın Sesi Konferansları, Prof. Dr. Hakan Yiğitbaşıoğlu Konferansının Video Kaydı
Hacettepe Üniversitesi Toprak Etiği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü
Prof.Dr. Ufuk Özdağ’ın Açılış Konuşması - 22 Kasım 2016
Değerli Öğretim üyeleri, Orman ve Su İşleri Bakanlığından ve Ekonomi Bakanlığından Sayın Konuklarımız, Sevgili Öğrenciler, Değerli Konuklarımız,
Hacettepe Üniversitesi Toprak Etiği Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin düzenlediği “Toprağın Sesi Konferansları”na hoşgeldiniz. Bugün bu etkinliğimizin üçüncüsünü gerçekleştiriyoruz. Bu çerçevede Ankara Üniversitesi, Sosyal Çevre Bilimleri Anabilim Dalı Başkanımız Sayın Prof. Dr. Hakan Yiğitbaşıoğlu “Ülkemizde Sulak Alanların Çevre Sorunları” başlıklı bir konuşma yapacaklar.
Sıklıkla ifade edildiği gibi, doğayı sadece bilimsel olarak anlamak doğaya tavrımızda pek fazla değişiklik yaratmıyor. Bilimin, değerler eğitimiyle, etikle, birleşmesi gerekiyor. Merkezimiz Üniversitemiz bünyesinde bilimleri ve sanatları bir araya getirerek ülke çapında doğayı koruma kültürünün yaygınlaştırılmasına hizmet etmektedir.
Dünyada gittikçe yaygınlaşan Toprak Etiği düşüncesi (ünlü doğa korumacı Aldo Leopold’un yarattığı bir kavramdır bu) en öz haliyle topluluk anlayışımızı insanın dışındaki doğaya, karalara sulara hayvanlara, kuşlara, bitkilere genişletmek demektir. Sadece insanı değil insanın dışındaki varlıkları da topluluk üyesi olarak görmek demektir. Toprak Etiği insanın etik gelişiminin, ahlak gelişiminin en son evresidir. Üzerinde yaşadığımız toprakları bozmadan yaşayabilmek demektir… Eğer bir toplumda Toprak Etiği varsa bu o toplumda ekolojik bilinç var demektir. Bu da toprakların sağlığı için birey bazında sorumluluk alındığını gösterir. Böyle düşünen insanların bir toplumda çoğalması toprak etiğinin benimsenmiş olmasının en büyük kanıtıdır.
Yaklaşık iki ay kadar önceydi, Sayın Yiğitbaşıoğlu’nu davet ettik, Merkezimizde bir konferans verir misiniz diye ricada bulunduk. Sayın Yiğitbaşıoğlu davetimizi kabul ettiler. Hocamız, “Sulak Alanların Sorunları” üzerine konuşayım deyince, büyük bir heyecan duyduk, çünkü topluluk anlayışımızı bu sefer sulak alanlarımıza genişletebiliriz, dedik. Çünkü Sulak alanların yaşam hakkı sayısız canlı varlığın yaşam hakkı demektir. Sulak alanların yaşam hakkı biyoçeşitlilik demektir. Biyoçeşitlilik de bir ülkenin sahip olacağı en büyük zenginliktir.
Ama ülkemizde kurutulan Amik gölü ve sulak alanlarına ilişkin bazı anılarım da depreşti. Antakya’nın 1950’lilerdeki halini hatırlayanlar (tabi yaşları bir hayli ilerlemiş kişiler) burada bir zamanlar var olan gölü ve sulak alanları üzülerek anlatıyorlar. Bu alan her yıl yüzbinlerce göçmen su kuşuna ev sahipliği yaparmış çünkü burası Afrika-Avrasya kuş göçleri üzerinde bulunurmuş. Civarda bulunan yetmişe yakın köyde sürdürülebilir yaşam varmış. Anlatıldığı üzere, yeni tarım alanları açma gayesiyle 50’ler, 60’lar ve 70’lerde gerçekleşen talihsiz kurutma çalışmalarıyla tamamen kuruyan bu alanda artık tam bir çevre trajedisi yaşanıyor. Bir zamanlar sayısız kuş türüne beslenme alanı olan bu yer yok artık. Daha da trajik olan durum, tarım amacıyla kurutulan bu alanda artık tarım da pek yapılamıyor. Kurutma sonrası bölgedeki biyoçeşitlilik tamamen yok olmuş, yörenin sürdürülebilir ekonomisi sona ermiş. Artık bölgeye göçmen kuşlar da uğramıyor. Bir zamanlar yöre için önemli gelir kaynağı olan balıkçılık sona ermiş yöre halkında yoksulluk baş göstermiş. Bir zamanlar yağmurları regüle eden sulak alanlar olmadığı için de bölge sık sık sel baskınlarına maruz kalıyor. Kısacası bu bölge, göl ve sulak alanlarını geri istiyor. Tabi, Amik hikayesi, ülkemizde trajedilerden sadece bir tanesi. Bildiğim kadarıyla 20. yüzyılın ikinci yarısında, ülkemizde tam 38 tane sulak alan kurutulmuş.
Ancak ben kurutulan sulak alanlar içinde Amik’in başına gelenleri gözlerimle gördüğüm için, bu sulak alan üzerine, yöre halkı ile görüşmeler yaptıktan, araştırmamı tamamladıktan sonra bir yazı yayımladım. Bu yazı, bir bakıma, Leopold’un “Sulak Alana Ağıt” yazısı gibi, Amik’e bir ağıt oldu. Leopold bu yazısında talihsizce kurutulmuş bir sulak alanı anlatır. Önce tüm canlı varlıklarıyla birlikte bu eşsiz değere sahip alanın oluşumunun jeolojik tarihini gözler önüne serer, sonra da bu alanın insan faaliyetleriyle acımasızca kurutuluşunu, son derece etkileyici şiirsel bir dille anlatır. Yazıda, yöre insanları yaptıkları hatanın farkına varıp drenaj kanallarını geri kapatarak yörenin tekrar sulak alana dönüşmesini sağlarlar. Gerçek bir olaydır bu.
Ben Leopold’un bu yazısını, Bir Kum Yöresi Almanağı (A Sand County Almanac) adlı kitabındaki diğer tüm yazıları gibi, önemsiyorum çünkü bize, doğa algımızdaki büyük bir eksikliği gösteriyor. Bizler jeolojik ve evrimsel zamanda görmeyi bilmiyoruz. Sadece şu içinde sıkışıp kaldığımız anı görüyoruz. Öyle olunca da son yarım yüzyılda meydana gelen çevre felaketlerini normal karşılayabiliyoruz... Oysa jeolojik ve evrimsel zamanda görme yetimiz olsaydı, işte o zaman sürekli yas tutar dururduk yok ettiğimiz bu habitatlar için. Bu hüzünle, onları geri getirme çabası içine de girebilirdik.
Sulak alanlar, Leopold’un deyimiyle, paleontolojik imtiyazlarla donanmış bir asalete sahiptir. Belki de Leopold’un yazar olarak en büyük zenginliği bu derin zaman algısıydı. Dünyamızın ve canlı türlerinin, yüzbinlerce yılda meydana gelmiş olması -her bir canlı varlığa bakarken onu çağlar boyu oluşumların bir ürünü olarak görmesi- onun en belirleyici özelliğiydi. Leopold’un sadece yaşadığı zamanı değil de mevsimsel, jeolojik ve evrimsel zamanı algılıyor olması, tüm varlıkları, tüm peyzajları çok değerli kılan bir bakış açısıdır.
Leopold, ‘Sulak Alana Ağıt’ yazısında, sulak alanların gözünden bize bir çevre tarihi dersi veriyor. Çünkü içinde bulunduğumuz şu an o milyonlarca yıldır evrim sürecinde sadece bir talihsiz dönemdir, talihsiz bir zaman dilimidir, bir çevre müdahalesi olmuştur… son 50 - 60 yıl diyelim. Ama bu durum evrimsel şüreçte ümitsizliğe kapılınması gereken bir durum değildir. Geçmişte yapılan çevre hatalarını tamir edeceğiz. Tahrip olan alanları geri getireceğiz... toprak sağlığı için çalışacağız. İşte Toprak Etiği Merkezini bu anlayışı teşvik etmek için kurduk.
Şimdi de, Sayın Hakan Yiğitbaşıoğlu’nu tanıtıp, sözü kendilerine bırakacağım.
HAKAN YİĞİTBAŞIOĞLU 1961 yılında Ankara’da doğdu. Yiğitbaşıoğlu lise yıllarından başlayarak ilgilendiği kürek sporunun da etkisiyle 1980 yılında Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Fiziki Coğrafya ve Jeoloji kürsüsü’ne girerek 1984 yılında (1982 yılında kürsüler birleştirildiği için) Coğrafya Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı bölümde 1986 yılı sonunda Araştırma Görevlisi olarak akademik hayata başlamış ve halen aynı bölümde Profesör olarak görevine devam etmektedir. Hakan Yiğitbaşıoğlu’nun başlıca bilimsel ilgi alanları arasında yeryüzü şekilleri (Jeomorfoloji), geçmişteki coğrafi koşullar (Paleocoğrafya), volkanoloji ve günümüzdeki çevre sorunları sayılabilir. Hocamızın bu alanlarda birçok bilimsel yayını bulunmaktadır.
Yiğitbaşıoğlu, Jeomorfoloji Derneği, Türkiye Çevre Vakfı, Ankara Üniversitesi Çevre Merkezi ve Türkiye Coğrafyası Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin (TÜCAUM) yönetim kurulu üyeliğini sürdürmektedir.
Sayın Yiğitbaşıoğlu’nun konuşmasının, sulak alanlarımıza, topraklarımıza, sularımıza, biyoçeşitliliğe, yabanıl doğaya ve yaban hayatına farkındalığımızı artırıcı bir etki yaratmasını dileyerek herkese verimli bir toplantı diliyorum.
Hacettepe Üniversitesi Toprak Etiği Uygulama ve Araştırma Merkezi, Toprağın Sesi Konferansları, Keith Tidswell Konferansının Video Kaydı
GEYİK: Biyoloji Kültür Koruma
SEMPOZYUM
Üniversitemiz Toprak Etiği Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin düzenlediği “Geyik: Biyoloji Kültür Koruma” başlıklı sempozyum, 04 Nisan 2016 Pazartesi günü Üniversitemiz Beytepe Yerleşkesi Mehmet Akif Ersoy Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Hacettepe Üniversitesi Toprak Etiği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Değerli Hacettepeliler, Değerli Konuklar, Sevgili Öğrenciler, “Geyik: Biyoloji Kültür Koruma” Sempozyumuna Hoşgeldiniz. Tüm gün sürecek sempozyumumuz için siz katılımcılarımızı, konuşmalarını yapmak üzere Ankara’dan ve Ankara dışından gelen akademisyenleri, araştırmacıları ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünden uzmanları Hacettepe’de ağırlıyor olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. |
Toprağın Sesi
KONFERANSLARI
Anadolu Turnaları: Biyoloji, Kültür, Koruma
SEMPOZYUM